Birilerinin ömür törpüsü gibi didindiği işler vardır, kimsenin farkına varmadığı... Çoğu, şânı öyle yüksek olmayan işler – kimisi basbayağı “itibarsız” sayılan... İnsanların burun büktüğü, inceliğini bilmediği... Ama işte, hepsinin bir inceliği var. İçine dalınacak kendi mahsus âlemi var.
Ambulansçı, animatör, altın ayarcısı, arşivci, arzuhalci, ağdacı, aynacı, baharatçı, balıkçı, baloncu, büfeci, bulmacacı, çiçekçi, ciğerci, dövmeci, bilgisayarlı falcı, faytoncu, felafelci, fotoğrafçı, garson, hekim, gelinlikçi, atışçı, film satıcısı, hijyen sorumlusu, egzozcu, hokkabaz, hoparlörcü, itfaiyeci, jinekolog, kasiyer, kebapçı, kestaneci, manifaturacı, lostracı, lunaparkçı, magazin muhabiri, şekerci, manikürcü, kaşeci-matbaacı, saatçi, meyve sucu, mısırcı, muhtar, nargileci, perukçu, piyano satıcısı, dansçı, seyyar salıncakçı, simitçi, bar türkücüsü, sinemacı, takı tasarımcısı, taksici, gezi teknesi kaptanı, dansöz terzisi, modelist, turşucu, dansöz, vapur makinisti, veteriner, viyolacı, vücut geliştirmeci, yoğurtçu, nefesli çalgı tamircisi, yorgancı, halıcı, kuru temizlemeci, bilgisayar tamircisi, story-board’cu, spor malzemesi satıcısı, çay ocakçı, Karagözcü, müze bekçisi, caféci, hamamcı, lokantacı... ve “Alaaddin’in sihirli dükkânı”!
“Meslekler rehberi” gibi bir şey değil ama elinizdeki. İnsana, insan hallerine dair bir kitap. Pınar Öğünç, envai çeşit meslek erbabına, emekçiye, zanaatkâra, işiyle ilişkisini anlattırıyor. O işin aynasında, hayatın ve insanların nasıl göründüğünü dinliyoruz. İnsanlara sahiden bakmanın, onların yapıp ettiklerine dikkat etmenin, onları dinlemenin güzelliğini ve kıymetini bize hatırlatan bir kitap bu. Zarif, ince bir iş...
Birilerinin ömür törpüsü gibi didindiği işler vardır, kimsenin farkına varmadığı... Çoğu, şânı öyle yüksek olmayan işler – kimisi basbayağı “itibarsız” sayılan... İnsanların burun büktüğü, inceliğini bilmediği... Ama işte, hepsinin bir inceliği var. İçine dalınacak kendi mahsus âlemi var.
Ambulansçı, animatör, altın ayarcısı, arşivci, arzuhalci, ağdacı, aynacı, baharatçı, balıkçı, baloncu, büfeci, bulmacacı, çiçekçi, ciğerci, dövmeci, bilgisayarlı falcı, faytoncu, felafelci, fotoğrafçı, garson, hekim, gelinlikçi, atışçı, film satıcısı, hijyen sorumlusu, egzozcu, hokkabaz, hoparlörcü, itfaiyeci, jinekolog, kasiyer, kebapçı, kestaneci, manifaturacı, lostracı, lunaparkçı, magazin muhabiri, şekerci, manikürcü, kaşeci-matbaacı, saatçi, meyve sucu, mısırcı, muhtar, nargileci, perukçu, piyano satıcısı, dansçı, seyyar salıncakçı, simitçi, bar türkücüsü, sinemacı, takı tasarımcısı, taksici, gezi teknesi kaptanı, dansöz terzisi, modelist, turşucu, dansöz, vapur makinisti, veteriner, viyolacı, vücut geliştirmeci, yoğurtçu, nefesli çalgı tamircisi, yorgancı, halıcı, kuru temizlemeci, bilgisayar tamircisi, story-board’cu, spor malzemesi satıcısı, çay ocakçı, Karagözcü, müze bekçisi, caféci, hamamcı, lokantacı... ve “Alaaddin’in sihirli dükkânı”!
“Meslekler rehberi” gibi bir şey değil ama elinizdeki. İnsana, insan hallerine dair bir kitap. Pınar Öğünç, envai çeşit meslek erbabına, emekçiye, zanaatkâra, işiyle ilişkisini anlattırıyor. O işin aynasında, hayatın ve insanların nasıl göründüğünü dinliyoruz. İnsanlara sahiden bakmanın, onların yapıp ettiklerine dikkat etmenin, onları dinlemenin güzelliğini ve kıymetini bize hatırlatan bir kitap bu. Zarif, ince bir iş...