“Bu, yıllardan herhangi biri değil. Unutmayacağız. Belki unutma fiilini
ortadan kaldıracak denli buna dönüşeceğiz. Belki geleceği tahayyül
gücümüzü hatırlamanın bir yolunu bulacağız, değiştireceğiz. Varlığını, her
veçhesiyle sömürgeciliğe, cinsiyetçi iş bölümüne, derin bir eşitsizliğe ve
milyarlarca insanı alternatifin imkânsızlığına ikna edebilmesine borçlu olan
bu düzen, kötücül bir virüs gibi ruhlarımızı ve bedenlerimizi sarmışken
‘iyileşmek’ nasıl mümkün olacak?”
Pınar Öğünç
Salgın hayatının ağır yükünü ve riskini göğüsleyen sağlık çalışanları... Adeta
kayıp zamanı, kayıp hayatı telafi edercesine yüklenilen alışverişin yükünü
çeken kasa görevlisi, kargocu, postacı... Evlerinde, bilgisayar başında 7/24
iş başında tutulan beyaz yakalılar... Hiçbir şey olmamış gibi, mesafesiz,
önlemsiz, didinmeye devam etmek zorunda bırakılan mavi yakalılar...
Tarımcı, güvenlik görevlisi...
Pınar Öğünç, değişik alanlardan 35 emekçiyle önce salgının başlarında,
sonra birinci yılı dolmaktayken uzun sohbetler yaptı ve onların hikâyelerini
yazdı. Korkuları, çileleri, öfkeleri, umutsuzlukları anlatan hikâyeler... Sadece
o kadar değil ama... İnsanların özlemlerini, uyanışlarını, kendilerini güçlü
hissetmelerini sağlayan deneyimlerini, geleceğe dair düşündüklerini anlatan
hikâyeler. Pandemi Zayiatı, Pınar Öğünç’ün yazar ustalığıyla el ele veren
güçlü ve içgörülü ifadeleriyle, okuyanı, hayata emek veren bu insanlara
hayran bırakacak...