1980’lerden beri Türkiye’de kurulan saadet zincirlerinin son halkası,
“Tosuncuk” lakaplı Mehmet Aydın’ın kurduğu Çiftlikbank oldu. İsmail
Saymaz, ”Tosun Bank“ diye adlandırdığı bu saadet zincirinin yükselişini
ve Aydın’ın binlerce kişinin parasını çarparak yurtdışına kaçışını anlatıyor.
Gelir dağılımının bozulmasıyla birlikte, emek harcamadan servet edinme
hevesiyle başı dönmüş insanların bazen ilahiler, bazen milli marşlar eşliğinde
dolandırılmasının kırk yıldır süren öyküsü bu.
“Nasıl ki Banker Yalçın, 12 Eylül’ün gardırop Atatürkçülüğünü, Titan Kenan
28 Şubat iklimini, Jet Fadıl’sa İslâmcı kıpırdanışı sermayeye çevirdiyse,
imam hatip lisesinden terk olan Tosuncuk Mehmet de bu dönemin
milliyetçi ve muhafazakâr kimliğine büründü. Çiftlik Bank’ı 15 Temmuz’a
karşı verilen direnişle özdeşleştirmekten tutun da, Osmanlı’yı anlatan bir
dizinin oyuncusunu reklam yüzü yapmaya, tesis açılışlarında Kudüs’e selam
göndermekten, Aydın’ı Fatih Sultan Mehmed’e benzetmeye kadar her
türden hamasete başvuruldu. Banka yönetim kurulu üyesinin güreşçilerden
seçildiği liyakatsiz bir bürokrasinin, kamu ihaleleriyle semirtilmiş
işadamlarının ve partizanlaşmış memurların elinde kalan Türkiye’nin
Tosuncuk Mehmetler üretmesi kaçınılmazdır. Gelir adaletsizliği, işsizlik ve
yoksulluk var oldukça bir Tosuncuk gidecek, bir başka umut taciri gelecektir.”